Yaşanmışlığa bağlı olarak dişlerde renklenmeler artmakta, kırıklar ve çatlaklar oluşmakta hatta diş kayıpları gözlenmektedir. Bu tür olumsuzluklar kişinin olduğundan daha yaşlı görünmesine neden olur. Diş kaybına bağlı olarak dudaklar daha ince ve çökük, yüzdeki ve dudakların çevresindeki çizgiler daha belirgin olur. Zamanla özellikle dişlerdeki aşınmalara bağlı olarak dişlerin boyları kısalır ve renkleri değişir.
İnsanların görünüşlerine giderek daha fazla değer vermeleri ve genç, güzel, sağlıklı ve de başarılı bir görünüm için, diş sağlığı ve gülüşün ne kadar önemli olduğunu keşfetmeleri Estetik Diş Hekimliği’ni geliştirmiş, endüstriyi de beraberinde harekete geçirmiştir.
Estetik ve Kozmetik Diş Hekimliği, günümüzde nano teknolojik malzeme ve modern aletlerle donanmış, uzman hekim ve çağdaş laboratuar eğitimi konularında da son 25 yıla kıyasla devrim niteliğinde bir aşama kaydetmiştir.
İnsanlarda olağanüstü bir imaj değişimi yaratan estetik kompozit dolgular ve porselen lamine gibi modern tekniklerle anesteziye bile gerek kalmadan estetik kaygılar giderilebilmektedir. Kozmetik konturlama tekniği ile sivri, kırık dişler mine dokusuna zarar vermeden düzeltilebilmekte ve ciddi girişimlerde bulunulmadan estetik tedaviler uygulanabilmektedir.
Estetik Diş Hekimliği’nde daha az travma ve daha çabuk iyileşmeye neden olan sert ve yumuşak doku laserlerinin kullanılmasıyla özellikle dişeti estetiğinde önemli bir gelişme kaydedilmiştir.
Ortodontide kullanılan braketlerin porselen olmasıyla metalik görüntü yerini şeffaf braketlere bırakmış ve bu sayede orta yaştaki erişkin hastalarında estetik rahatsızlık oluşmadan bu tedaviden faydalanmaları sağlanmıştır.
Estetik ve Kozmetik Diş Hekimliği’nde modern teknolojik ve endüstriyel yaklaşımlar teşhis ve tedavinin başarı oranını yükselterek hizmet kalitesini arttırmaktadır.